HUKUK-POSTASI-2020-metin

120 HUKUK POSTASI 2020 edersek, kefalet sözleşmesi nitelikli yazılı şekil şartına (TBK m. 583), alacak rehni ve alacağın devri yazılı şekil şartına tabidir (TMK m. 955, TBK m. 184). Sorumuza tekrar dönersek, 5464 sayılı Kanun m. 24/1’deki yeni düzenleme, düzenlemenin konusu olan sözleşme ile verilen teminatlar açısından uygulama alanı bulur mu? Aslında kanun koyucunun amacının tarafların fiziksel olarak bir araya gelmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmak olduğu düşünülerek olumlu cevap akla gelebilirse de, kanımızca, bu soruya verilecek cevabın olumsuz olması gerekir. Zira teminat sözleşmeleri, kefalet sözleşmesi dahil, her ne kadar genelde ana sözleşmede yer alsalar bile, aslında ana sözleşmeden ayrık, bağımsız sözleşmelerdir. Ana sözleş- menin objektif esaslı unsuru değildirler ve taraflar aksine bir düzenle- me yapmadıkça, ana sözleşmenin geçerliliği de, teminat sözleşmesinin geçerliliğine bağlı olmaz. Konumuza dönersek banka kartları ve kredi kartı çıkaran kuruluşlar ile kart hamilleri arasındaki sözleşmeler, bun- larla beraber bir teminat sözleşmesi yapılmış olmasa bile geçerli olur. Sonuç olarak, 5464 sayılı Kanundaki yeni düzenleme teminat sözleş- melerini kapsamaz. Zaten kanun koyucu da yeni düzenlemede sadece sözleşmelerden bahsetmekle yetinmiş, teminat sözleşmelerinden söz etmemiştir. Sonuç Banka kartları ve kredi kartı çıkaran kuruluşlar ile kart hamilleri arasındaki sözleşmelerin yazılı şekilde yapılması zorunluluğu 7247 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi ile kaldırılmış olsa da, kanımızca, bu düzenleme anılan sözleşmenin güvencesi olarak yapılan teminat sözleşmelerinin geçerliliğini etkilemez; teminat sözleşmelerinin ge- çerliliği kanunda kendileri açısından öngörülmüş olan şekil şartlarına uyularak yapılmış olmalarına bağlıdır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjUzNjE=