HUKUK-POSTASI-2019-metin

240 HUKUK POSTASI 2019 edeceğinden, karşı taraf yararına sonuç doğurması olanaklı değildir. Ancak; bozma kararında hukuki yönden bir değerlendirme yapılarak delil değerlendirmesi sonucunda bir sonuca ulaşılmış ise, bu kararın yanlış olduğu ya da delillerin yanlış değerlendirildiği sonradan anla- şılsa bile bozmaya uyulması ile oluşan kazanılmış hakkın varlığı kabul edilmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, “hukuk güvenliği ilkesi” ile ilgili özetle, hukuk kurallarının öngörülebilir olması yanında bireyin tüm işlem ve eylemlerinde devlete güven duyabilmesini ve devletin de yasal düzenlemelerinin hem bireyler hem de idare yönünden açık, net, anlaşılabilir ve uygulanabilir olmasını ifade etmiştir. Sonuç Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 06.11.2018 tarihli, 2016/22-388 E. – 2018/1607 K. sayılı kararında, iş hukukundan doğan bir uyuşmazlık vesilesiyle hüküm ve sonrası aşamaları detaylıca irdelemiş ve mev- zuatımızda “bölge adliye mahkemelerinin” girişi ile birlikte yaşanan değişimlere de değinerek yapmış olduğu etraflı inceleme sonucunda, incelemesini yaptığı direnme kararının hukuka uygunluğuna karar vermiştir. Kararda; davalı işverenin temyiz talebinin reddi ile onanmasına karar verilen, bu nedenle kesinleştiğinden bahisle altına kesinleşme şerhi yazılan yerel mahkeme kararının Yargıtay 22. Hukuk Dairesi ta- rafından, delil değerlendirilmesi ve hukuki nitelendirme de yapılmak sureti ile onandığı ifade edilmiş; değerlendirme ve hukuki nitelendir- mede maddi hata yapıldığı gerekçesiyle onama kararının kaldırılarak kararın bozulmasına karar verilmesinin, bir başka deyişle ilgili Yargı- tay dairesi tarafından onama kararının gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan verildiği ve bu nedenle maddi hata yapıldığı gerekçesi ile ortadan kaldırılmasının “hukuki güvenlik” ilkesini zedeleyeceğine ve bu nedenle kararın bozulmasına karar verilmesinin mümkün olmadı- ğına hükmedilmiştir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjUzNjE=