HUKUK-POSTASI-2019-metin

113 REKABET HUKUKU konulamadığını tespit etmektedir. Yani Danıştay, bir veya iki pazara ilişkin hakkında delil elde edilen bazı teşebbüslerin; mevduat, kredi, kredi kartı ve kamu mevduatı hizmetlerini kapsayan bir genel çerçeve ve ortak plandan haberdar olunduğunun ortaya konulamadığını ifade eder. Bu husus bir ispat standardı problemi olarak görülmüş ve 12 Banka Kararı’nın eksik incelemeye dayalı olarak alındığı belirtilmiştir. Sonuç Alman müzik grubu Rammstein “Rosenrot” adlı şarkısında “ber - rak ve temiz sular bulmak için derin kuyular kazılmalı” der 3 . Gerçek- ten de 12 Banka Kararı gibi milyonlarca tüketiciyi ilgilendiren kararlar açısından elde edilecek faydalar, bu berraklığın sağlanmasına bağlıdır. Rekabet otoriteleri tarafından mahkemelerce kolay anlaşılabilecek şe- kilde bu tür kararlardaki tüm belirsizliklerin giderilmesi elzemdir. Bu durum zaman zaman rekabet otoriteleri için ispat standardı açısından çeşitli zorluklar içerse de, açık ve anlaşılması kolay kararlar, bilhassa özel hukuk uygulaması için olmazsa olmaz niteliktedir. Oysa Kurul’un 12 Banka Kararı her ne kadar toplam idari para cezası miktarı ve içerdiği tespitler nedeniyle önemli ve ses getiren bir karar olsa da, özellikle “devam eden tek bir ihlal” kavramının kulla- nılma şekli ve bunun yarattığı belirsizlikler nedeniyle ciddi eleştirilere uğramıştır. Belki de kararın içerdiği bu belirsizlikler, anılan kararı dayanak alarak açılan tazminat davalarının sonuçlandırılmasını gecik- tirdi. Danıştay, 12 Banka Kararı’na karşı yapılan karar düzeltme başvurusunu geç de olsa kabul etti. Şimdi hukuken her şey yeniden başlayacak ve kararın iptal edilmesi durumunda yeniden karar almak gerekecektir. Böylelikle bugüne kadar cevabı bulunamayan birçok so- runun, cevaplanma şansı da bir kez daha doğdu. Bu anlamda adeta bir futbol müsabakasının ikinci yarısı gibi her şeyin yeniden ele alınması ve bambaşka sonuçların ortaya çıkması mümkündür. 12 Banka Kararı özellikle rekabet hukukundan doğan tazminat davaları açısından bir milat niteliğindedir. Bu nedenle, bu alandaki gelişmelerin binlerce tazminat davasını da yakından ilgilendirdiği 3 “Tiefe Brunnen muss man graben, wenn man klares wasser will”.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjUzNjE=