ERDEM-HUKUK-POSTASI-TR-2018-metin
315 FİKRİ MÜLKİYET HUKUKU Marka Hukukunda Kötüniyetli Tescil* Av. Yeşim Tokgöz Markalar ticari hayatın vazgeçilmez araçlarıdır. Büyük emek ve sermaye harcanarak yaratılan ve geliştirilen bu ticari enstrümanlar, üçüncü kişileri haksız kullanımları nedeniyle istismara oldukça açıktır. Marka hukuku temelde, markaların tescil yolu ile koruma altına alın - masını ve hak sahibi olmayanların, markaların sahip olduğu itibardan yararlanmasını engellemeyi ya da bertaraf etmeyi amaçlamaktadır. Türk hukukunda, diğer birçok ülkede olduğu gibi, markaların korun - ması tescile dayalıdır ve ülkeseldir. Fakat bu durumun bazı istisnaları vardır. Bu makalede, kötü niyetli tescil kapsamında tescilli olmayan işaretler ve Türkiye’de tescilli olmayan yabancı markalar üzerindeki hak sahipliği ele alınır. Kötü Niyetli Tescil Marka tescilinde kötü niyet, yerleşik Yargıtay kararlarında “ tescil ile sağlanan korumanın amacına aykırı kullanılması yoluyla başkası - nın markasından haksız olarak yarar sağlamak ” olarak tanımlanmak - tadır. Diğer bir deyişle, kişinin, tescilini talep ettiği işaretin, yurtiçinde ya da yurtdışında başkası tarafından kullanıldığını ve/veya tescil edilmiş olduğunu bilmesi ya da bilebilecek durumda olmasına rağmen marka tescil başvurusunda bulunması anlamına gelir. Doktrin uyarınca kötü niyetli tescil, hakkın kötüye kullanılma - sıdır, ayrıca başkasının markası veya işaretiyle iltibas yaratmak veya o markanın Türkiye’de tesciline engel olmak ve bu suretle menfaat etmek amacına yöneliktir 1 . Zira kötü niyetli tescil talebinde bulunan kişi, markanın temsil ettiği kaliteyi, kendi mal ve hizmetlerinde kul - lanmayı hedefler. Bu durum markanın itibarının istismar edilmesi * Ağustos 2018 tarihli Makale 1 Tekinalp, Ünal : Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012 s. 428.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MjUzNjE=