Hukuk-Postasi-2016

325 İŞ HUKUKU İşyeri Uygulamaları* Av. Yeşim Tokgöz İş hukuku sözleşme serbestisi ilkesinin işçi lehine sınırlandırıldığı bir hukuk dalıdır. Başta Anayasa olmak üzere, 4857 sayılı İş Kanunu (“İş Kanunu”), İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve ilgili sair mevzuat, toplu iş sözleşmeleri ve içtihatlar sözleşme serbestisini sınırlandır- maktadır. Mevzuatımız, işçiyi koruyan birçok hüküm ile donatılmıştır ve yargının da genelde işçi lehine hükümler verdiğini söylemek yanlış olmayacaktır. İşçi ve işverenler, iş ilişkilerinin kurallarını, yasalarla belirlenen emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla ser- bestçe belirleyebilirler. Ayrıca işçiler, iş sözleşmelerinde yazılı olmasa bile mevzuat ve içtihatlar doğrultusunda işverenlerinden bazı talepler- de bulunabilirler. İşçilere talep hakkı doğuran bu müesseselerden biri işyeri uygulamalarıdır. Bu ayki makalemizde işyeri uygulamalarının özeliklerine, çalışma koşullarının bir parçası haline gelmesine, işyeri uygulamasının işçinin rızası olmadan ortadan kaldırılmasının mümkün olmamasına, işverenin ve işçinin fesih haklarına ilişkin Yargıtay karar- ları ışığında bilgi paylaşılacak olup işverenlerin bu tür uygulamaları hayata geçirirken dikkat etmesi gereken yaklaşımlara değinilecektir. İşyeri Uygulamaları İşyeri uygulamaları, kanun, toplu iş sözleşmesi ya da iş sözleş- mesi ile düzenlenmemiş olmasına rağmen, işverenin yönetim hakkı çerçevesinde, kendi inisiyatifiyle uyguladığı ve tekrarladığı fiili davra- nışlardır. Bir fiilin kaç kez tekrarlanması halinde işyeri uygulaması ni- teliği kazanacağına dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak genel kanı, bir uygulamanın işyeri uygulaması haline dönüşmesi için en az 3 yıl istikrarlı olarak yapılması gerektiği 1 yönündedir. Fakat her somut olayın kendi özellikleri içinde değerlendirilmesi gerekmektedir. * Temmuz 2016 tarihli Makale 1 Örnek olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.02.2003 tarihli, 2003/9-11 E, 2003/54 K. sayılı ilamı verilebilir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTk2OTI2